
Ey benim dîvâne gönlüm söyle efkârın nedir
Bunca demdir bağrı yanmış ney gibi zârın nedir
Beste-i vuslat dururken subha dek bülbül-sıfat
Meşkedersin beste-i hicrânı esrârın nedir
Can verirsin bir nevâ-sâzın nühüft ışmârına
Aldığın bir kaç kırık tel bî-nevâ kârın nedir
Al muhayyerdir deyip terkeyledin cân u teni
Ah benim âvâre gönlüm söyle bâzârın nedir
Isfahan'dan hem Nihâvend'den Acem'den ses verir
Eyler aşk-efzâ cihânı nağme-i târın nedir
Bendedip uşşâk-ı zârın bağlamış bir sünbüle
Sen ki bir Mansûr'a döndün nerdedir dârın nedir
Al yanaklar lâle güldür işve şeh-nâz kaddi râst
Sen sabâdan meşkedersin tavr u evtârın nedir
Can atar bî-çâre uşşâk san Hicâz'dır kûy-ı yâr
Sen şaşırdın râh râstın çeng-reftârın nedir
Tut ıraktan bir makam olma aman beste-nigâr
Bir bûselik ân için çektiğin bârın nedir
Sîne tanbûrunda mızrâb inleyen kânunda tel
Âteş-i sûzana benzer aşka ısrârın nedir
Rûh-nevâzdır ey Sefer meşkettiğin her nev eser
Sûz-ı dildir nây-ı hâmenden çıkar nârın nedir
(İstanbul, Mayıs 1991)
Not: Rüştü Eriç tarafından Şadaraban
makamında bestelenmiştir.
*Prof. Dr. Mustafa Nejat Sefercioğlu
makamında bestelenmiştir.
*Prof. Dr. Mustafa Nejat Sefercioğlu