İnsan oğlu yer yüzüne gelince
Kuru ağaçtan meyve bitmiş gib'olur
Kâmil olup kendi kendin bilince
Cevahirden yükün tutmuş gib'olur

Talana da deli gönül talana
Gide gele orta yeri dolana
Bir yiğit sevdiği yakın olana
Günde düğün bayram etmiş gib'olur

Bir yiğit yaslanıp dizine yatsa
Yârinin yağlığın yüzüne örtse
Her dem sevdiğinin sesin işitse
Gök yüzünde turna uçmuş gib'olur

Yüce dağ başında yayılan ceylan
Avcular geliyor dört yanın dolan
Her olur olmaza sırrını diyen
Boz bulanık çaya akmış gib'olur

Kolda götürürler şahini bazı
Her dayim severler gelini kızı
Yiğidin ikrarı güzelin sözü
Taze yağı bala batmış gib'olur

Karac'oğlan der ki bizi kayıran
İki canı birbirinden ayıran
Muhannet aşıyla karnın doyuran
İki elle zehir yemiş gib'olur