İlhâm-ı aşktır çalan kapımızı subh-u dem
Yoksa ne bilsin kalem lisân-ı hâlimizden
Zülfünün rüzgârına kapıldıysa eğer gönül
Haber versin bâd-ı sabâ pür melâlimizden
Uşşâkına göz urmuş bezm-i safâda cânan
Gûş eylemiş sanki cihân makâm-ı nâlimizden
Nice iklim-i frenge revân oldu şol pâyımız
Geçmedi yârdan özge zerre hayâlimizden
Derdini yâre fâşetmek iştiyâkiyle Ahmed
Biz dahi usandık bu kîl ü kâlimizden