Yanağın rengini gördükçe kızıl gül utanır
Dil figân eyler iken dinlese bülbül utanır
Sana bilmem ki nasıl derdimi ifşâ edeyim
Söylemek ister ama söyleyemez dil utanır
Dökülen kanlı yaşım sînemi gülgûn ediyor
Siliver dersem eğer silmeye mendil utanır
O siyah saçları çözdükçe sabâ güzelim
Utanır misk ile anber ve de sünbül utanır
Sana akrân olamaz bezme çerağ olsa da hiç
Göricek gün yüzünün nûrunu kandil utanır
O kızıl kor dudağın nâmını bir duysa eğer
Hem kadehler utanır hem o kızıl mül utanır
Böyle sevdâ dolu sözler Seferî yazma yeter
Onu imlâ edecek noktalı virgül utanır
(Girne, 01.02.2016)
Mustafa Nejat Sefercioğlu (SEFERÎ)