░ Ahmed Haşim Beye,
Genç Kalemler tahrir heyeti namuslu gençlerdir; pek az zaman sonra meydana çıkacağı şüphesiz olan âdi bir hile ile kimsenin sukutunu hazırlıyacak derecede terbiyesiz ve ahmak olmadıkları gibi, sizi de böyle bir zanda bulunacak kadar küçük ve saf görmek istemezler…
Bundan bir kaç ay evvel, o zaman Bulgaristan hududunda bulunan arkadaşım Ömer Seyfeddin’den bir mektup almıştım. Diyordu ki: Lisanımızdaki ecnebi kaidelerini atsak ve bunun için beraber çalışsak… Ben yazdığım cevapta: İyi dedim, fakat lisanımıza hiç bir noksan gelmiyecek mi?.. Sana Fernand Gregh[1]‘ten, Georges Rodenbach[2]‘dan, Emin Bülend’den, Ahmed Haşim Bey[3]‘den birer parça yolluyorum; hepsini saydığım, şartlar dahilinde gönder.. On gün sonra aldığım mektupta hepsini yeni lisanla yazmış ve göndermişti. Gerek kendim ve gerek kendi arkadaşlarım okuduk. Lisanımızın bu şartlarla ne kadar nefis olacağını anladık. Ömer Seyfettin[4]‘in gönderdiği kâğıtlar, idarehanede Gregh’in La Maison de l’Enfance’ı içinde duruyordu. Bir gün matbaadan bir çocuk yollamışlar, çıkacak nüshanın boş yeri için bir yazı istemişler; arkadaşlardan biri, kitabın içinden bir kâğıt çıkarmış ve şüphesiz Fernand Gregh’in eserinden çıkardığı için onun sanmış ve üstüne ismini yazmış. Bir ay evvel Ömer Selâniğe geldi, hepimiz yanlışı anladık. Fakat zaman geçmiş olduğu gibi, şüphesiz meselenin büyük bir ehemmiyeti olmadığından tashih[5]e de lüzum görmedik… İşte Haşim Bey, sizi namuslu bir adam sıfatiyle temin ederim ki mesele bundan ibarettir. Yoksa, ne biz öyle saçma bir hileye tevessül ederiz ve ne de siz bir manzumeyi “harfiyyen!” Fransızcadan tercüme ederek isminizi yazarsınız… Eğer arzu ederseniz on on beş gün evvel Mehmed Ali Tevfik Bey’in yine bu meseleye dair gönderdiği bir mektuba cevaben yazdıklarımı, eğer kendisiyle tanışıyor ve görüşüyorsanız, öğrenebilirsiniz…
Arkadaşlarım(ın) ekseri Paris’te ve İzmir’de… Ve işte bunun için istediğiniz cevabı ben yazdım.”[6]
Selânik, 26 Temmuz 1326
Ali Canip Yöntem
------------------
[1] Fernand Gregh, bir Fransız şairi olup 1873 te doğmuştur, önce sembolist bir şair iken sonraları hümanist şiir mektebini kurmuştur. Şiirleri en çok Ali Canip tarafından Türkçeye çevrilmiştir.
[2] Georges Rodenbach, (1855-1899) aslen Flaman sembolist bir şairdir. Şiirlerinden bazıları Türkçeye tercüme edilmiştir.”
[3] Bu şiirin altıncı mısraı “Sîmâ-yi âbı râ’şeler âheste meşy-i şeb.” Ch. Baudelaire’in Les Fleurs du Mal’indeki “Recueillement” şiirinin şu mısraını hatırlatıyor: Entends, chere, entends la douce nuit qui marche.
[4] “Yeni Lisan” hareketinin öncüsü.
[5] Düzeltme.
[6] Evrimer Rıfat Necdet, Ahmet Haşim / s. 125-126 İnkılâp Kitabevi 1959
Not: Bu mektup bir yanlışı düzeltmek üzere yazılmış. Ahmet Haşim’in başına garip bir vaka gelmiş.
O da Genç Kalemler dergisinde, bir yanlışlık sonucu intihalle suçlandığını düşünmüş.
Ömer Seyfettin, Ali Canip’in teklifi üzerine Fernand Gregh ve George Rodenbach’tan birkaç parçayı yeni lisanla Türkçe’ye, Emin Bülend ve Ahmet Haşim’den de birer şiiri sadeleştirerek nesre çevirmiş. Bir süre sonra “Son Saat” şiiri Fernand Gregh’in zannedilerek Genç Kalemler’de yayınlanmış. Ahmet Haşim bu durumdan haberdar olunca Servet-i Fünun’da şu açıklamayı yapmış: “Selanik’te çıkan Genç Kalemler Gazetesi sahiplerine. Gazetenizin üçüncü nüshasında ‘Son Saat’ ismiyle Servet-i Fünun’da intişar etmiş bir manzumemin Fernand Gregh’in güya bu isimdeki bir şiirinden tercüme edilmiş gibi gösterildiğini haber aldım. Benim olmasını istemediğiniz bu şiiri Fernand Gregh’in hangi kitabında arayayım?”
Bu ince bir alay ihtiva eden savunmaya karşılık Ali Canip de bu mektubu yazarak özür dilemiş.