1
Şimdi gökden yağmıyor da menn ü selvâ parasız
Kimse vermez kimseye dest-i tevellâ parasız
Olsa da yek-digere karşı temennâ parasız
Uğramaz semt-i hayâle mâlîhülyâ parasız
Çok uzunmuş geçmiyor şebhâ-yı yeldâ parasız
Zannedersem kaldı dünyâ, ehl-i dünyâ parasız
2
Yüklenir bilmem kime vizr ü vebâli âlemin
Para etmez elindeki mâl u menâli âlemin
Parasızlıkdan müvellid her melâli âlemin
Parasızlıkla diger-gûn oldu hâli âlemin
Leyle-i hublâ-yı ümmîd ü hayâli âlemin
Pek kısırdır eylemez tevlîd-i dünyâ parasız
3
Öyle müzmin şekle girmişdir ki bu dâu’n-nukûd
Ölmüyormuş mikrobu telkîh ile taht’el-culûd
Şâyet olmazsa şifâ âsârı az, çok rû-nümûd
Der ki Mevlâ’ya yükselmezse esvât-ı dürûd
Kış günü ehl-i maâşâta muhakkakdır cümûd
Çünkü kalmışdır erâmille yetâmâ parasız
4
Eski sarfiyyâtımız hep bezr ü isrâfât imiş
Hep o evsâf-ı civânmerdânemiz tâmât imiş
Bezr ü isrâfın sonu eyvâh imiş, heyhât imiş
Üss-i tedbîr maîşet-i iktisâdiyât imiş
Yer yüzünde para hakkâ kâfil-i hâcât imiş
Kalb-i âşıkda bile yanmaz süveydâ parasız
5
Açdı bâb-ı ihtiyâcı ilm-i sarfı bilmemek
Varta-yı iflâsa düşdük bâydan mihrâba dek
Nahvî yoksa müflisin i’râb kabûl itmez dimek
Çekdi erbâb-ı maâşı sîgâya kambur felek
Sen de geç i’lâlden, idgâmdan geçme emek
Şimdi mollam geçmiyor suğrâ ve kübrâ parasız
6
Doğmuyor mihr-i tesellâ matla’-i âmâldan
Gelmiyor iksîr-i kimyâ nokta-i cemmâldan
Çıkmıyor ümmîde uygun şey kitâb-ı fâldan
Ders-i ibret almağa tâlib isen hemhâldan
Ab-ı rû dökme efendi defter-i bakkâldan
Kâbil olmaz bir zamân „anhâ vü minhâ parasız
7
Paradır hâkim übüvvetde, bünüvvetde bile
Paradır nâfiz karâbetde uhuvvetde bile
Paradır elhân-sebrâ sahn-ı mahabbetde bile
Paradır fermân-revâ bezl-i mürüvvetde bile
İtbâ’-i mesnûn iken, dûş-i hamiyyetde bile
Gitmez oldu makbere tabut-ı mevtâ parasız
8
Para yoksa yok dimekdir kimsede nâd u zevâd
Paradır dünyâda her şeye medâr-ı istinâd
Çok mudur dinse ona: aslü’l-i’mâd adl ü dâd
Paradır akdâ’l-kudât her diyâr ve her bilâd
Mümkün olmaz parasız fasl-ı de’âvî-i ibâd
Olsa da çokdan beri iftâ vü fetvâ parasız
9
Parasızlıkmış cihânda derd-i serdin a’zamı
Parasızlıkmış yakan her cem ü ferd-i âdemi
Parasızlıkmış yıkan gülğen-sarây-ı âlemi
Parasızlıkmış bütün îlâd iden hemm ü gamı
Başladı pek dehşet-âver parasızlık mâtemi
Para itmiş şimdi elfâz-ı tesellâ parasız
10
Nerde bilmem kâğıdı altun yapan simyâgerân
Oldular da cümlesi birden bire gözden nihân
Altunı kırtâsa tebdîl etdi ebnâ-yı zamân
Sırr-ı fi-asra karŞı toplanub biz de hemân
Diz çöküb tilmîz olurduk, el öperdik ân be ân
Çıksa bir er eylese talîm-i simyâ parasız
11
Seyre dal, çengâl-i kasâba asılmış etleri
Def-i cu‟un çâresi ancak odur şimdengeri
İktifâ et şemme-i yekbâr ile dühn-teri
Dâne-i zeytûn imiş cu’ân-ı fakrın dilberi
Görme rüyâda bile simm ü zer hoş manzarı
Çünkü kimse etmiyor tabîr-i rüyâ parasız
12
Parasızdır şimdi Vicdânî bütün ehl-i maâş
Kaplamışdır hepsini sertâbpâ bir irtiâş
İtmemek kâbil midir şu hâlete karŞı telâş
Pey vuran yok çıksa da bâzâra minderle farâş
Va‟de-i imhâl ehl-i sevk ise pek dilhırâş
Koyma yâr Rab! Kimseyi dünyâda aslâ parasız
(fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün)
Âmin.
Bursa
23/24 Kanun-ı Evvel 1326
İfâde-i Nâzım
Eski jandarma kumandanlarından Âgah PaŞa merhum otuz bu kadar sene evvel bu vezn ve kafiyede bir manzume yazmışdır. Merhum, zamanımızın parasızlığını idrak itmiş olsa idi herhalde bir “parasız” divanı vücuda getirirdi.